Katarsis nedir?
Peki bu derin ve hayatımıza uyarlanabilir kavram günümüz sanatı için de geçerli değil midir? Bu soruyu ‘evet geçerlidir.’ olarak yanı...
Arınma olarak da adlandırılan katarsis, ilk defa Aristoteles’in Poetica adlı eserinde kullanılmıştır. Öte yandan Platon da ‘Devlet’ isimli eserinde Aristoteles’in görüşünden değişik olarak zikretmiştir. Sanat felsefesinin temel kavramlarından biridir.
Peki bu derin ve hayatımıza uyarlanabilir kavram günümüz sanatı için de geçerli değil midir? Bu soruyu ‘evet geçerlidir.’ olarak yanıtlamak yanlış olmayacaktır: Sanat eserinde ibretlik sahnelerle seyirci kurgunun içine çekilir ve izleyeci halen bu olaylarla ve dönüşümle kendi katarsis’ini gerçekleştirir.
Kim bilir, Aristoteles bu çağda yaşasaydı belki de beyaz ekran için de bu kavramı kullanırdı.
Antik Yunan’dan bugünümüze halen tazeliğini koruyan, sanat felsefesinin, tiyatronun, psikoloji biliminin, sinemanın konusu olan bu kavram gündelik dilde de kişilerin günlük yaşamlarında yaşadıkları olaylar için kimi zaman kullandığı bir deyiş durumuna gelmiştir. ‘katarsis yaşadım’ , ‘bu yaşadığım olayla katarsis kaçınılmazdı.’ gibi cümleleri duyar olduk.
Tiyatro, yani o zamanda tragedya çeşidi vesilesiyle seyirci kendini oyuncu yerine koyar ve arınmayı açıkça birlikte gerçekleştirirler. İnsanı açıkça akıl süzgecinden geçiren, sorgulatan bir süreçtir. İyiye ve doğruya yapılmış olan yolculuktur. Bilgece bir atmosferi vardır. Arınma kişiyi özgür kılar ve dolaylı olarak olaylara, zihinsel sürece yapılmış olan akılcı yolculuktur.
Aristoteles için katarsis’in gerçekleşeceği yer tragedyadır. Poetika’da şu cümle, katarsis ile ilgili bir açıklamada bulunur: ‘Tragedyanın ödevi, uyandırdığı acıma ve korku duygularıyla ruhu tutkulardan temizlemektir.’ Aristoteles’e göre katarsis’in gayesi kötü karakterlerin iyileştirilmesidir. Dolaylı olarak arınmadan sonra meydana gelen yeni karakter, açıkça bir kabuk değiştirme sürecidir. Aristoteles için arınma açıkça sanatın amacıdır.
Öte yandan psikolojide de kullanılan kuram olan katarsis, saldırganlık ve zarar verici duyguların boşalımına verilen isimdir. Bu açığa çıkarma süreciyle kişi bir tür rahatlama yaşar.
Aristoteles’in tersine Platon, arınmanın tartışma yoluyla yapılabileceğini söyler. Oysa Aristoteles tragedya ile duyguları ayaklandırma yoluna başvurur. Acıma ve korku duygularını seyirciye yönelterek, arınmayı gerçekleştirir. Dolaylı olarak temsil sanatında katarsis bir dönüşüm sürecidir. Kişi temsili izlerken içerisinde bulunmuş olduğu durumdan ötürü karaktere acır, ama kendiyle özdeşleştirdiği noktada acı yerini endişeye ve zorunluluk durumunu alan katarsise bırakır.