Hiperaktivite bozukluğu
Çetin geçen bir çocukluk ve ergenlik zamanı devamında kişilerin aşırı hareketlilik halleri sönümlenir, yerini dikkat eksikliği ve oda...
Hiperaktivite bozukluğu, kişinin yaş grubuna münasip olmayan aşırı hareketlilik ya da dikkat eksikliği haline denir. Bu sorun biyolojik, sosyolojik ve psikolojik sebeplerle bağlantılıdır.
Yetişkinlerde Hiperaktivite
Çetin geçen bir çocukluk ve ergenlik zamanı devamında kişilerin aşırı hareketlilik halleri sönümlenir, yerini dikkat eksikliği ve odaklanma problemlerine bırakır. Bu tarz haller iş hayatlarını negatif yönde etkileyebileceği gibi, sosyal yaşamlarında da dışarıdan negatif tepkiler almalarına neden olabilir. Bir sohbet sırasında karşıdakinin lafını bölme, sorulan sorulara cevap vermeyip başka şeyler anlatmaya başlama, konudan konuya atlama ve farklı algılanabilecek yüz mimikleri, yetişkinlerde hiperaktiviteye bağlı görülebilen davranış bozukluklarından yalnızca birkaçıdır.
Son günlerde hiperaktiviteyi tamamıyla iyileştirebilecek bir tedavi yöntemi olmasa da, bu davranış bozukluğunu sönümleyici ilaçların kullanımıyla, davranış yönetimi terapileriyle ve ebeveynlerin aldığı gereken önlemlerle böyle bir problemin üstesinden gelinebilmektedir. Hayat boyu sürecek bir dikkatsizlik ve dürtüsellik durumu sözü edilen olduğundan, bu insanların muhakkak tedavilerinin devamlılığının olması gerekmektedir.
Çocuklarda Hiperaktivite
Çocuklar, okuldaki bu davranışları ve başarısızlıkları sebebiyle kendilerini ikinci plana atılmış gibi hissedilebilirler. Bunun önüne geçmek için desteğinizi sürekli bir biçimde çocuğunuza hissettirmeye çalışın. Fakat bazı hallerde çok hoşgörülü davranmak da doğru değildir. Münasip seviyede kuracağınız otorite, çocuğunuzun davranış bozukluklarını atlatabilmesi bakımından gayet etkili olmaktadır.
Hiperaktif bir çocuk okul hayatında başarısız olabilir. Bunun sebebi ciddi anlamda odaklanma sorunu yaşamalarıdır. Okulundan ve öğretmenlerinden şikayet duymak olası bir durumdur. Çünkü bu tarz çocuklar yerlerinde sabit duramazlar ve oturmaktan çabuk sıkılırlar. Bu bölümde okulun ve ailenin iş birliği içerisinde olması, kişinin çocukluk dönemini asgari zararla atlatabilmesi bakımından gayet önemlidir.
Hiperaktif çocuklar, bir tehlike halinde geri çekilmek yerine ileri atılma dürtüsüne sahiplerdir. Çocukların tehlikelerden korunması açısından ebeveynlere önemli kabul edilen bir rol düşüyor. Buna karşın ebeveynlerin dikkat etmeleri gerekli olan en ehemmiyetli nokta, çocuklarından devamlı bir beklenti içinde olmamalarıdır. Çocuklar üstlerinde bir baskı hissettikleri anda, bu davranış bozukluğu gittikçe şiddetlenebilir. Ebeveynler bu safhada sabırlı olmalılardır.
Okul öncesi ve okul çağı çocuklarında bu hastalık aşırı hareketlilik, yerinde duramama, etrafındaki eşyalara istemsiz olarak zarar verme, başladıkları bir işi bitirememe ya da yapmaları gerekli olan bir işi unutma olarak karşımıza çıkar. Bunu yapmak için okul öncesinden başlayarak çocuklar özel eğitmenler ile davranış yönetimi terapisine başlamalılardır. Bu bölümde ebeveynler, çocuklarını yaramazlık yapıyor gibi değil, rahatsızlıklarının nihayetinde bu tarz davranışlar gösteriyor diye düşünmelilerdir. Her şeyden önce ebeveynlerin bu hastalığı kabullenmeleri, çocuklarının davranışları üstünde de pozitif bir etkiye sahip olabilecektir.
Genelde bu bozukluğun görülmesi takriben 3-4 yaşlar denilse de; bebeklik devrinde de tanı koyulabilmektedir. Bebeklere gözlenebilen aşırı huysuzluk, durmadan ağlama ve uyuyamama sorunları bu problemin belirtileri olabilir.